Dün akşam İKSV Salon’da, 2 saatlik sure aralığında,
Londra’nın tüm hava şartlarına maruz kalmamızı sağlayan bir konser vardı:
Daughter.
Hepsi daha 20’lerinde olmasına rağmen hayatın düğmelerini
teker teker çözmüş ve iliklememiz için sanki önümüze sermiş gibi bir
naiflikteki bu 4 insan, tüm sükunetleri ve utangaçlıkları ile, sahnede, içinde
bulunduğumuz durumun vehametini kavramamızı sağladı; hepimiz acı çekiyoruz!
Gözlerine kadar uzanan kakülleri ve her şarkıdan sonra kopan
alkışla daha çok utanan ve kırılganlaşan Elena Tonra, gitarını çello yayıyla
her çalışında lenflerimizin çekilmesine sebep olan Igor Haefeli ve davulun her
santimetre karesinden bir kalp atışı kopartan Remi Aguilella, Salon’un
yarısından fazlası yabancı dinleyicisini Londra’nın yağmuruna, fırtınasına ve
güneşine maruz bıraktı.
Hala nefes alabilen, hala kanayabilen ve hala sevebilen
insanları şanslı sayan bizler, evimizin yolunu bulmak için sarhoş olmayı ve
ormanın derinliklerinde kaybolmayı göze alıyoruz. Gençliğimizi yad edip, bir
daha asla o günlere dönemeyeceğimizi bildiğimizden mütevellit, Daughter’ın
ardında bıraktığı ayak izlerini takip ediyoruz.
Ve, tabii ki, Salon’dan çıktığımızda yağmur yağmaya
başlıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder