10.1.12

wrong side of the bed.


belki obsesiflik, belki mükemmeliyetçilik. ama muhtemelen hiçbiri. sebebi her neyse, sonuç değişmiyor; bir şeylerin eksik bırakılmasından hiç hoşlanmıyorum. nokta.

yarısına kadar okunup bırakılmış bir kitap.
ilk yarısında çıkılan bir film.
üç beş sayfa yazılıp kenara atılmış bir defter.
birisi bitmeden bir yenisi alınmış kalem.
sonuna kadar dinlenemeyen bir albüm.
bir hevesle taslağı çıkartılmasına rağmen aylardır bekletilen bir tez.
üçüncü gününde dolaptaki yerini alan antibiyotik.
bir bira içtikten sonra kapı eşiğinde vedalaşmayla sonlanan bir gece.
en heyecanlı yerinde terk edilen bir hayat.
seneler sonra dökülen ama saçıldıkları yerden toplanmayan cümleler.
başlanan ama sonu getirilmeyen bir konuşma.

kimisi başka bir zamana erteleniyor; okunuyor, izleniyor, yazılıyor, dinleniyor, içiliyor. yaşanıyor. tamamlanıyor.
kimisi de öyle, havada salındığıyla kalıyor. öylece kulpsuz. her şey akılda kalıyor ama o tamamlanmamışlık hali hafızada ciddi hasarlara yol açabiliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder