9.4.12

where do we go from here?


biz ne zaman bu hale geldik? yanlış anlama, sadece düşünüyorum. ve 'biz' derken kümenin içine kendimi de dahil ediyorum. biz ne zaman böylesine bağımlı olduk? merak ediyorum.

başlangıcı ilk insana kadar götürmek değil niyetim. yine de bilgisayarla/telefonla/internetle ilk tanışmaya kadar gitmekte fayda var. lise zamanları. işe annenin telefonunu kaçırmakla başlamak. nokia 3210. turkuvaz rengi kapak. ilk göz ağrısı. en kıymetlisi. her ne kadar yokuş aşağı 6354635 km/sn hızla düşse de parçaları birleştiği an yeniden çalışmaya başlayan, en dayanıklısı. sonra ilk bilgisayar. 146'nın affına sığınıp superonline paketleri almak. çevir sesi beklerken bir yandan icq numarası ezberlenmiş mi diye hafızayı yoklamak. alexander mcqueen'le tanışmak. elde defter, monitörün karşısında yapılan ilk tasarım denemeleri. kıymeti en çok bilinen zamanlar.

üniversite yılları. kendine ait bir telefon. nokia 3510i. tuşlarındaki harfler silinse de kurulan duygusal bağ dolayısıyla bir türlü kopamamak. interneti daha efektif kullanmak. ergen kodlu mail adresi alıp msn'le tanışmak. 80630 üyeliğinin kabul edilmesini beklemek. ekşi sözlük yazarlığının tadını/bokunu çıkartmak. bilgisayarının hard diskinden taşacak kadar mp3 indirmek. gece açık bıraktığın winamp'ta sen uyurken neler çaldığını görmek için last.fm'e göz atmak. okulu ciddiye almaya karar verip konu araştırmak. artık canı çıkan telefonu nokia 6288'le değiştirmek. telefonla fotoğraf çekmek. mms almak. mesajları klasörleyip saklamak. emule çökene kadar allah ne verdiyse indirmek. facebook'a üye olmak. ilkokul arkadaşları trafiğinden fırsat buldukça girilen bunalımın izlerini duvarlara kazımak. fotoğrafların yüklendiği albümlere dramatik isimler vermek. tanımadıklarını arkadaş olarak kabul etmemek. geride bıraktığın arkadaşlarını listeden silmek.

ve iş hayatı. bütün algılarını alt üst eden sektörel bir değişiklik sonrası sudan çıkmış balığa dönmen gerekirken aslında daha rahat nefes alıp verdiğini fark etmek. yepyeni bir sayfa açmak. interneti çok daha efektif kullanmak. blogspot'ta kendine bir yer açmak. iphone 4'le tanışmak. tanıştığına çok memnun olmak. instagram kullanmaktan sapıkça bir haz almak. twitter'a direnmek. yemeğini, kitabını, kolyeni, converse'ini siparişle ayağına kadar getirtmek. torrent listeni doldururken bir yandan da "1024 çok yavaş yea," diye şikayet etmek. 'yarın hava nasıl olacak?' veya 'trafik nasıldır şimdi kim bilir!' diye hayıflanmaktan kurtulmak. her geçen gün sadeleştirdiğin profillerine her geçen gün yenilerini eklemek. twitter hesabı açmış olmanın dumanı yeni dağılmışken kendini pinterest'te repin yaparken bulmak. her gün telefonuna bir aplikasyon yüklemek. telefonu bir 3. el olarak yanından ayırmamak.

*

bunları şikayet etmek niyetiyle söylemiyorum. zira bu ve bu'nun gideceği yeri inkar edecek veya yadsıyacak eşiği çoktan aştığımıza inanıyorum. sadece teknolojiyle olan imtihanımın sonucunun sağlamasını yapmak niyetiyle, halihazırda firefox'ta açık duran facebook, twitter, pinterest ve radyo eksen tab'leri eşliğinde bunları yazıyorum. 

saygılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder