15.2.12

i want the world to stop!


ifw biteli 3 gün oluyor ve fakat hala kendimi toparlamış değilim zira üzerine bir de grammy için sabahladım cila niyetine. bugünse ofise gittiğimde bir şeyler daha iyi yerine oturdu kafamda, o yüzden bunları şimdi yazmak en iyisi.

1. eğer istanbul'da bir fashion week yapılacaksa bu maksimum 2 -yazıyla iki- günde pekala toparlanabilir çünkü boşa çıkan diğer günler çöp. bildiğin çöp. bu sonuca nasıl mı vardım, hemen söyleyeyim; öncelikle defileleri bizzat izleyerek. ve halihazırda devam eden new york fashion week defilelerini her gün siteye girerek. aradaki uçurumu anlatacak kelimenin literatürde bulunacağını sanmıyorum.

2. eğer profesyonel olduğunu iddia ediyorsan bunu layıkıyla yapmalısın ki oraya görevli olarak gönderdiğin çalışanların, yani biz, sıfatsız insanlarla muhattap olmak zorunda kalmasın. podyum fotoğrafı almak için dönüp suratına bakmayacağı insanlara el açıp dilenmesin. veya tanımak dahi istemediği insanlardan, "sen de hiç konuşmuyosun, ne soğuksun," gibi 'iltifatlar' duymak zorunda kalmasın.

3. didem soydan insan değildir. didem soydan, antik yunan heykeli kadar karizmatik bir varlıktır.

4. kerem tezgel de insan değildir. her ne kadar ukala bir tavrı olsa da, değildir.

5. ben 9-5 ofiste çalışabilecek bir insan değilim. en azından haftanın 2 gününü dışarda geçirebileceğim bir işim olmalı ki duvarlar üzerime gelmesin, insanlar insan gibi görünmeye devam etsin.

6. la fontana di trevi candır, j'adore canan. pizzanın yanında içilen bir kadeh şarap insanın keyfini ne kadar yerine getiriyorsa eve-son-dönüş-yolunda köprü trafiğine inat yenen fındıklı çikolata da o denli mutlu eder.

7. ben gerçekten şanslı bir insanım çünkü çok güzel arkadaşlara sahibim. sadece dış görünüşlerinden bahsetmiyorum. bunlar içleri dışlarına yansıyanlardan. aslında ızdırap olması gereken o dört günün nasıl geçtiğini anlayamacağın cinsten. zaten biliyordum, ama artık ikna oldum. yanlarında en içten kahkahalarını atabileceğin, en ağır küfürleri edebileceğin, en derin yaralarına ortak edebileceğin. kayarken tutunabileceğin, literally. farklı zevklerin, beğenilerin olsa da ortaklaşacak birçok şey bulabildiğin. yok bulamadın mı, o zaman dalgasına vurup gülüp geçtiğin. hatırladıkça gülümsediğin.


son olarak; kelimenin tam anlamıyla dinlendim diyebilmem için 24 saatini yatakta yuvarlanarak geçirebileceğim bir güne ihtiyacım var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder