çok değil, bundan 5 sene önce bugün, bir taşın üstüne oturup kağıtlara çizdiğimiz dilekleri suyla kavuşturup ahırkapı sokaklarında 9/8'lik dansımızı belgeleyen fotoğraflarımız var. saçlarım uzun, saçları kısa, üzerimde t-shirt, üzerinde sweatshirt, ojelerim siyah; sarılmışız, gülüyoruz, içiyoruz. bir duvar boyunca uzanan kurdelelerden birisini seçip umutlarımızı bağlamışız. hayallerimizi gerçekleştirmek için her yolu denemişiz. gerçekten denemiş miyiz?
çok değil, bundan 4 sene önce bugün, elimizde tefler, kulağımızın arkasında karanfillerle dans edip bir yandan da dileklerimizi gömecek yer aradığımızı belgeleyen fotoğraflarımız var. bir eksik ve bir fazla. saçlarım kısa, saçların daha kısa; üzerimde ceket, üzerinde t-shirt, ojelerim kırmızı; sarılmışız, gülüyoruz, içiyoruz. bir duvar boyunca bağlanmış dileklerin önünde dans ediyoruz. bütün geceyi sokakta geçirmiş olmanın yorgunluğu zerre okunmuyor üzerimizden, gözlerimizden.
zaman kırılıyor. geçen 3 seneden elimde tek bir fotoğraf bile yok. çünkü eksildik. o kadar eksildik ki tuzla buz olduk. camlar ayaklarımızın altına battı. canımız yandı. dileklerimizi sokağımızdaki güllerin dibine gömer, sabaha karşı da yorgun gözlerle denize atmaya gider olduk. hava her geçen sene biraz daha soğudu. sen terk ettin. sen gittin. sen evlendin. ben de serçe parmak kadar kaldım. artık oje sürmüyorum. belki saçlarım uzadı ama hayallerim küçüldü. hıdırellez ile gelen umutlar tozla pus oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder