15.10.11




şu sıralar her sigara yakışımda ecetem düşüyor aklıma. çok içiyorum çünkü. bırakamadım bir türlü. evet, ellerimi nereye koyacağımı bilemediğimden belki. yine de seviyorum bir yandan, böyle savunuyorum kendimi.

kısacık olsalar da saçlarımla oynuyorum. elime geçen her tutamı dolamaya çalışıyorum parmaklarıma. inceldikleri bir yer varsa kopmasınlar diye. içimdeki incelikler iplik iplik parmaklarıma dolansın diye.

otururken sürekli dizlerimi sallıyorum. durursam düşmekten korkuyorum. korkularımla yüzleşirken aksimden kaçıyorum. o yüzden hareket ediyorum.

bir gün öyleyim, bir gün böyle. soğuk ve yağmurlu havada evden çıkmak istemiyorum. yine soğuk ve yağmurlu bir havada, ayaklarım buz kesene kadar dışarda volta atıyorum. o yüzden bu aralar pek uyuyamıyorum.

"unuttum" ve "bilmiyorum" derken dinleniyorum aslında. yok, ben hepsini hatırlıyorum. yine de bir durup soluklanmak istiyorum. aklımın iplerini bırakıyorum. belki parmaklarına dolarsın diye. hikayenin bitmediğini gayet iyi biliyorum.

sevdiğim için kızıyorum. içim yandığında bir kahve yapıyorum kendime. sevildiğimi hissedince sakinleşiyorum. saçım değil belki ama sırtım kaşındığında yumuşuyorum. öyle tuhaf bir huyum var. sana bile saldırsam, yine de bilsem benim için orada olduğunu ağlarım bile suçluluktan. oğlan çocuğu gibi, kendi hırçınlığımı dizginleyemiyorum.

aslında paramparça, cam kırığı dolu içim. yine de her seferinde camdan dünyalar kuruyorum kendime. sanki hiç kırılmayacak gibi. belki bu kez de kırılmaması için. aslında kendime ne olduğunu unutmamak, aklımda tuttuklarımı unutmak için.

bu aralar düşündüğüm o kadar çok şey var ki, hangisine yetişsem bilemiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder