28.7.11

hava çok sıcak. "odam bile esmiyo abi," diyecek kadar sıcak. hatta moda bile esmiyor, o derece. bir elimde salon'un yeni sezon programı. güya serinlemeye çalışıyorum. bu okuduğun satırları yazmak için elimden bıraktığım an, kafamı fırının içine sokmuş gibi hissediyorum. 220 derecede önceden ısıtılmış bir fırın. sosyal hayatım öğle yemeğinden sonra binanın karşısına geçip çay içmekten ibaret bir noktaya geldi. nokta. gidilecek konserler. çimlerinde yatılacak festivaller. kaldırıma atılmış masalarında içilecek sokaklar. çekilecek fotoğraflar. hepsi çöpte. ihmal edilmemesi gerekenler var ama. asla es geçilmemesi gerekenler. mehmet turgut / rock'n frame! sergisi. indirilecek albüm listesine feist ve beirut eklenmiş. onlardan medet umuyorum. bir de türk kahvesinden. fincanın içine kümelenmiş telvelerden gelecek çizen kelimelerden. bu gece yine kulağıma birkaç kelam takıldı. "aşk" dedi mesela, yüzümün ifadesi değişti. "çok sıcak, sevişemem." aşk karşısında ördüğüm duvarın sözlü hali. böyle şeyler duymanın verdiği şaşkınlık mı, şok olma hali mi yoksa "yok, artık olmaz," hali mi? şu an bi' vanilla sky olsa şöyle bol buzlusundan nasıl da güzel giderdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder