22.9.13

it's just that sometimes, time's, so slow.


hiç kimse, hiçbir kelime ve hiçbir ev birisine ait değil. sonsuz boşlukta yaşanan algıda kırıcılık anları, birini diğerine bağlayan. belki de bunun farkında olmak bizi en çok üzen, kıran, kızdıran, hayal kırıklığına uğratan. 

yaptığımız tek şey, havada asılı duran insanları, kelimeleri ve evleri geçerken üzerimize geçirmek. içinden çıkamadığımızda içimizi çıkartmak. iki adım sonra boğazımızı sıkan tişörtün yakasını kesmek. dökülen kirpiklerimizi bir kavanozda toplamak. yavaşlayanı arkada bırakmak. gelmeyene gitmek ve fakat ulaşılamayacak kadar uzak olmak. mesafeleri mekandan ve zamandan ayırmak. ortalığı, tekrar eski haline getiremeyecek kadar dağıtmak. tek başına altından kalkılamayacak kadar büyük ve üstesinden gelinemeyecek kadar gürültülü bir kaos yaratmak. yerçekimsiz ortamda saksılarca çiçek yetiştirmek. ve hiçbir zaman gerçekten, tamamen temiz kalamamak. hiçlikten devasa bir varlık yaratmak.

kimse, kimseye ait değil. ve bizi en çok yoran da bunun farkında olmak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder