13.4.14

alive.


adı belli sınırlar çizdiler. her şeyin bir adı olması gerekirmiş gibi. net bir tanıtımı, tam bir kelime karşılığı olmak zorundaymış gibi. seni seviyorum, dediğimizde ellerine bıraktığımız umudu nereye koyacaklarını bilemediler. havaya asıp bıraktılar. kimi yere düşüp kırıldı, kimini hala yastığımızın altında saklıyoruz incinmesin diye.

kimliği belli sınırlar çizdiler. her şeyin bir kimliği olması gerekirmiş gibi. sığınması gereken bir üst yapısı, kendinden üstün bir yaratılışı olmak zorundaymış gibi. kendini bu kadar önemseme, dediğimizde neyi kast ettiğimizi düşünmediler bile. dönüp kendilerine baktılar. kimi bencilliğinde boğuldu, kimi kendinin farkına varamadan sızıp gitti kendi hayatından.

rengi belli sınırlar çizdiler. her şeyin tek bir rengi olması gerekirmiş gibi. sabit bir tonu, değiştirilemez bir gerçekliği olmak zorundaymış gibi. sadece siyah ve beyaz yok, dediğimizde gözlerinde gökkuşağını canlandıramadılar. yağmur bulutları toplandı gökyüzüne. güneş açtı diğer köşede. perdeleri kapatıp karanlığa gömüldüler.

sonu belli sınırlar çizdiler. her şeyin sonunu bilebilirlermiş gibi. her şeye bir son biçmek gerekirmiş gibi. sonlar yeni başlangıçlara yol açmazmış gibi. bazı sonsuzluklar diğerlerinden sonsuz olamazmış gibi.

onların sınırlarını reddettik. kimliklerini ve renklerini reddettik. onların sınırlarına girip kimliklerimizi ve renklerimizi bıraktık dans pistine. gözlerinin içine bakıp dans ettik. seni seviyorum, demenin özgürlüğünü fısıldadık gürültünün içinde. ilk kez görüşüyormuş gibi sarılıp, son kez görüyormuş gibi baktık gözlerine.

*

yastığın soğuk tarafında buluşmak üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder