4.5.14

rather be in the woods.


herkes mutsuz. herkesin şikayet edecek bir şeyi var. bazı şeyler sırf öyle olması gerektiği için oluyor. çoğu şey özünden uzaklaşıp çamura sürükleniyor. kimse istemiyor. kimse istediği hayatı yaşamıyor. herkes biliyor. herkes mutlaka bir şey biliyor. onu üzmemek için söylemiyor. sırf o üzülsün diye daha yüksek sesle söylüyor. kimse kabul etmiyor. kimse içindekiyle barışıp gerçekliğini kabul etmiyor. herkes konuşuyor. herkes susuyor. sonsuz gürültünün içinde hiçbir ses duyulmuyor. derin sessizliğin içinde gürültüden durulmuyor. herkes öncelikli. herkes önce kendinde. kimse kendisiyle kalmıyor. kimse kendini tek başına bırakmıyor. sürekli bir tehdit var. sürekli bir tedirginlik var. herkes bekliyor. herkes duruyor. sonundaki ışığa daha çok yaklaşmak istiyor. sonundaki kör edici karanlığı düşünmüyor. kimse yaptığını kabul etmiyor. kimse üzerine düşünmüyor. herkes çalıyor. herkes başkasının hayatını üzerine dikmeye çalışıyor. elinin uzanabildiği kadarını yıkıyor. aklının alabildiği kadarını tükürüyor. kimse yalnız kalmıyor. kimse yalnızlığıyla barışmıyor. 

*

apartman boşluğunda kuruyan çiçeği balkona alıyorum. çünkü hayat yeşerdikçe griler ölür.

çünkü ütopyalar güzeldir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder