30.12.14

just be careful what you do to me.


bu sefer sana yazıyorum. doğrudan. hedef gözeterek. 

çünkü sinirliyim. ve tüm sinir uçlarım tek bir şeyi salık veriyor; yaz. 

çünkü konuşamıyorum. kendini konuşarak ifade eden birisi değilim. hiç olmadım. hep kapattım kendimi. ve içime kapandım. 

çünkü aslında bu sana özel değil. hep böyle. her zaman içime attım ve orada yaşadım. içimde yaşattım her şeyi. güneş ışığı almayan bir apartman boşluğu gibi. ne kadar sulasam ve toprağını değiştirsem de her şey çürüdü umutlara dair. yapraklar döküldü tek tek. ışık çubukları yetmedi içimde yeşerttiklerimi büyütmeye. 

çünkü hiçbir ışık çubuğu gerçek değildi. öyle olmadığını ben de biliyordum. hala biliyorum ve yine de devam ediyorum onları saçıma takmaya. 

çünkü başka türlü aydınlatamıyorum yolumu. içimdeki umutları yeşertemeseler de, belki yol gösterirler, diyorum. o kadar karanlık ki. belki burnumun ucunu görürüm, diyorum. boşuna yürüyorum belki de o yolu. 

çünkü sonunu göremiyorum. öngördüğüm sonu kabullenemiyorum. gitmek istiyorum. her şeyi bırakıp gitmek. geçmişi ve şimdiyi ve geleceği. 

çünkü saçıma taktığım ışık çubuklarının ışığıyla geleceği göremiyorum. önümü göremiyorum. seni, hiç göremiyorum. sen doğru yolu seçerken, ben yanlış olana sapıyorum. ve herkes kaybediyor. ta ki biz, beklendiği gibi, unutana kadar. ve aslında kimse unutmuyor.

çünkü unutmak istemiyoruz geçmişi. geçmişte yaptığımız hataları ve yapmadığımız 'keşke'leri. farklı öznelerle kurmaya çalışsak da cümleleri, hiçbirisi gerçekmiş gibi tınmıyor kulakta. ve hiçbiri yaşadığımız gerçekliğin ölçülerine uymuyor.

çünkü insan çevresine bakınca ortalıkta kendinden parçalar görüyor. insan ağır ağır dağılıyor. bütün bunların bir anda, bir ışık çakımı hızında, gerçekleştiği düşünülürse, en iyisi o an’ı unutmak oluyor. o an’hayatının en güzel an’ı olsa da.

çünkü pek çok kez parmağımla kendi yaramı deşiyorum. daha fazla inanmak ve daha fazla tanımak için. aslında hepsi, daha fazlası için. yine de hiçbiri gerçek olmuyor. derinlemesine mutsuzluğuma bir yaprak daha düşüyor.


çünkü yaşayan her insan başına yaklaşık 14 ölü düşüyor. ve ben, her gün, o ölüleri gömüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder