8.12.14

you are the fire | i am the ocean.


yine aynı yerdeyiz. herkesin bizi bıraktığı o yerde. aynı sehpanın etrafındayız yine.

kapı açılmış. hayatlarımıza biri girmiş. anahtarlar sıkışmış minderlerin arasına. kapı kapanmış. birileri hayatımızdan çıkmış. siyah torbayla gelen kasa fişleri kalmış geride.

konuşmuşuz. günler ve geceler devirmişiz. kadehler, şişeler ve nefesler arasında. biri bitmeden diğerini doldurup söndürmüşüz. kadehleri devirip şişeleri kapının önüne bırakmışız kilitlemeden önce.

her gelen bir şey bırakmış sehpaya. kimi hikayeler boş paketlerin altında kalmış. şehir çöplüğünde yakılıp havanın gri şeridine takılmış. her gün bile isteye solumuşuz kendi hikayemizi. ciğerlerimiz su toplamış.

kiminin ucunu biz yakmışız. yatarken söndürüp, elektriklerin kesik olduğu başka bir geceye bırakmışız sonunu. karanlıkta anlatılan hikayelerden değil, fakat kendi neşemizden korkmuşuz; kendi hapşırmasından korkan yavru kedi gibi.

kimini buruşturup küllüğe atmışız. yanan bir sigaranın ateşiyle kızmış, keskin bir koku asmış salonun ortasına. gitsin diye camı açmışız. üzerine sindi mi bütün kış saçlarını ve kıyafetlerini rahat bırakmayan bir koku çökmüş içimize. 

kiminin yangını yeni sönmüş. son nefesimizde kurtarmışız birbirimizi zehirlenmekten. yine ölmediğimiz bir hayattan çıkıp o sehpanın etrafında soluklanmışız. her şey kül olana kadar izleyip, içimizdeki enkazdan arta kalanlara bakmışız. ise bulanmış ellerimizle sarılmışız birbirimize. göz yaşlarımızla silmişiz yaralarımızı, daha çabuk iyileşir diye.

kimi anların kıvılcımını havada yakalamışız ev tutuşmasın diye. elimizde inceden bir yanık izi. diğer izlerin arasında kaybolup gidecek cinsten. değil kabuk bağlamak, su bile toplamadan tükürükle iyileşmiş bile.

kimi anları anlamlandırmışız bir kıvılcım çakımı hızında. kelimelere döküp baş köşedeki mantık çerçevesinin içine yerleştirmişiz diğerlerinin yanına. resim bir türlü tamamlanmamış. daha çok düşünüp, daha çok yanmışız.

heyecanla anlattığımız hikayeleri kursağımıza düğümleyip bırakmışız. birkaç yutkunamamışız belki. yine de sert bir içkiyle temizlemişiz genzimizi. daha sert, yine de daha derin çıkmış sesimiz her kırılan hayalden sonra.

kimi hikayeleri tutuşturmadan önce bir sigara yakmışız. dumanına asmışız kendimizi sonunu önden görmek için. sonları başa alıp izlemişiz hikayemizi. kundakçının kim olduğunu bir türlü öğrenememişiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder