26.4.12

journey or destination


son birkaç gündür düşünmek için fazlasıyla vaktim oluyor. çünkü evde yalnızım. 

- özellikle hava karardığında tek başına olmak, zihnindeki bütün kapıları açmana yardımcı oluyor.

alfabenin tüm harfleri kafamın içinden geçiyor. rastgele bir kitap seçip sayfaların arasından altını çizdiğim yerleri okuyorum tekrar tekrar. o rafları yeniden düzenlemem gerektiğinin farkına vardığım an, içim kararıyor.

- hayatta en çok korktuğu şey er ya da geç gelir bir kadının başına; annesine benzemek.

eski sevgililer hep pişmanlık kipleriyle anımsanır ya, dün sabah metrobüste kişisel gelişim kitabı okuyan ve tom ford kokan bir çocuğun yanına oturdum. "iyi ki," dedim içimden, "iyi ki." geçmişle olan tüm hesabımı kapattığım için huzurluyum. içim o kadar rahat ki, illa kendisini rahatsız edecek bir şeyler bulmanın peşine düşünüyor, görüyorum. yine de zorlanmayı sevdiğim, şöyle arada bir de silkelenmem gerektiğini bildiğim için hiç ellemiyorum. bırakıyorum kendine haline ki yaşadığını anlasın.

- derinlerde bir yerde, hala sana sen olduğunu hatırlatan bir şeyler var. ona tutun, gerisi kolay.

kelimeler tıkansa da zihnimde ordan oraya koşturan düşüncelere engel olamıyorum. sürekli dudaklarımı yemem veya bacaklarımı sallamam bundan belki de. dile dökemediklerime bir şekilde yetişmeye çalışıyorum. aslında yapmak istediğim o kadar çok şey var ki.

- inanırsak olur bence.

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder