5.7.12

so hard to swallow.


- doydum.

standart bir insanın günde ortalama iki kez kurduğu tek kelimelik bu cümle aslında bir sınır. yemeğe karşı, belirsizliğe karşı. hayata karşı.

tabağımızdakiler arkamızdan ağlamasın diye yüksek tuttuğumuz doyma eşiğimiz, yediklerimiz ne kadar lezzetli olursa olsun, sınırına yaklaştığı oranda rahatsız edici olmaya çok yatkın. yemeğin tüm keyfini kaçıracak bir mide bulantısını beraberinde getirmesi açısından aslında geçilmemesi gereken bir eşik.

karşımızdaki anlamasın diye içimize attığımız tüm duygularımız, hissetiklerimiz ne kadar yoğun olursa olsun, karşılığını bulmadığı oranda rahatsız edici olmaya çok yatkın. sevgi denen şeyin tüm naifliğini zedeleyecek bir iç sıkıntısını beraberinde getirmesi açısından aslında cevaplanması gereken bir soru.

düzenimiz bozulmasın diye tolere ettiğimiz tüm davranışlar, yapanı ne kadar seversek sevelim, devam ettiği oranda rahatsız edici olmaya çok yatkın. yaşananların tüm büyüsünü bozacak bir huzursuzluğu beraberinde getirmesi açısından aslında üstesinden gelinmesi gereken bir sorun.

ne istediğini bilmek ve kek gibi kararlı olmaksa tüm bunlara karşı geliştirebilecek bir panzehir aslında.

*

hazır hava güzelken pencereyi açık bırakıp yat bence.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder