4.9.12

i’ve seen love, and i followed the speeding of starswept night.


önce ketılı kontrol ediyorsun. su miktarının yeterli olduğundan emin olunca düğmeye basıyorsun. fincan, temiz veya dünden kalma, fark etmiyor. hiçbir zaman etmedi. göz kararı koyuyorsun kahveyi. her şeyin ölçüsüz, hep göz kararı. suyun kaynama sesini duyduğun an kapatıyorsun ketılı. suyu dolduruyorsun fincana. tüten dumanı tek nefeste içine çekiyorsun.

hayat, sade(ce) bir kahveyle devreye giren yüz yirmi trilyon elektronun çarpışma hızına yetişmekten ibaret artık.

derinin altına harfler kazınıyor tek tek. p, i, n, n, e, d... bilek sonsuzluk için kıvrılıyor. çünkü hiçbir şeyin sonu gelmiyor. her şey tekrarlıyor, hep bir döngü içinde. göğüs kafesinde yeni bir hayat kuruluyor. akmaya devam eden hayatına en güzel yerinden tutunan bir el. unutulması mümkün olmayan bir şeyi hatırlamaktan kolay ne olabilir ki?

gece, gözünü kapattığında canlandırdığın, yine de tasvir etmek istemediğin, sadece olan ve olduğu için nefes aldıran bir form artık.

*

her sabah bambaşka ruh halleriyle ve dağınık saçlarla ve uykusuz gözlerle uyanmaktan yorulmuyorsun.

uykusuzluktan sersem gibiyim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder