23.9.12

we're done here.


buralardan gitmenin oldukça kolay ve aslında çokça yorucu olduğu yenilenmiş bir taktiğimiz var. her ruh halinin üzerini örterek zihinsel deformasyonun dibini sıyırtan cinsten. biletler, pasaportlar, kalınacak yer, gezilecek yer listesinin sayfasını çevirip yeni bir liste yapıyoruz. gidecek yeri bir şekilde buluyoruz, olmasa da varmış gibi davranarak. tek derdimiz biraya alternatif olarak hangi kokteyli içeceğimizi seçmek oluyor. hayata buzların ve pipetlerin arkasından bakıyoruz. ayaklarımız sabit değil. eller sürekli hareket halinde. fotoğraflar çekiliyor. bir aşağı bir yukarı yürünürken müzikler ve insanlar değişiyor. sigaralar yakılıyor. eve hep ellerimiz yapış yapış dönüyoruz. leş gibi olmuş ayakkabımızı çözmek için dakikalar ve dakikalar harcıyoruz. uyandığımızda bir elimiz başımızda; bir diğeri duvarları tutuyor. aradaki upuzun mesafenin dengesi başka türlü bulunmuyor. yüzler yıkanıyor. çaylar ve kahveler yapılıyor. kahvaltıdaki lokmalar hatırl(am)ıyorum'larla bölünüyor. telefon hangi çirkinliklerin kapısını aralamış, kontrol ediliyor. unutmanın tadına bir türlü varamıyoruz. yarı uyur yarı uyanık koltuk üstünde geçen ertesi günden bir sonraki haftanın planları yapılmaya başlanıyor. ve sayfa yeni bir liste yapmak için çevriliyor. 

bu seferki de bize -tekrar- yenilene kadar. manipülasyonun şerefine.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder