5.10.12

but we'll never get the truth of our dreams and wishes.


"bizimkisi artık alışkanlık oldu," diye bitirilen bir ilişkinin arkasından ne düşünülür? uzun süren her neyse, onu sırf uzun sürdü diye söküp atmak ne kadar gerçekçidir? yoksa her şeyin bir 'yeter' noktası mı var? 'son damla' payını bıraksak da o bardak ne zaman taşar? tadını sevsek de bir bardak içkiyi elimizin tersiyle dökme noktasına ne zaman geliriz? kalabalıkların içinde sarhoş olduktan sonra açık havaya çıkmak insana ne hissettirir?

hayata dair soru işaretleri ve ünlemler yerini tamamlanamayan cümlelere bıraktığında artık başka pencerelerden bakma zamanı gelmiştir. bildiğimiz ve sırf bu yüzden yenilmediğimiz oyun alanlarını üzerimizdeki kumu silkeleyerek terk etmek belki de en iyisidir. 

oysa ki biz içilmemesi gereken o son shot'lar ve yenilmemesi gereken o son lokmalar yüzünden alt üst olan midemizi klozete bırakırken beynimizin içinde yankılanan "fazla, bu çok fazla," seslerini kulağımızda çınlayan müzikle bastırmaya çalışırdık. inadına, inadına ve hep üstüne üstüne giderdik. yine de yıkamadık evimizin duvarlarını. her kapı koluna bir hayat astık. her duvara bir isim kazıdık. her çekmeceye bir insan gizledik. hafızamızı kutulara kaldırmaya çalışsak da bir şeyler hep ortalığa saçıldı. fotoğraflar yapıştı ellerimize. ceplerimizde hep kum kaldı. silkelenmeyi bir türlü beceremedik.

kapısından çıkamadığımız evin farklı pencerelerinden havalandırdık odalarımızı yine de. her seferinde farklı yönden esen rüzgarla dalgalandı perdeler. kimisinin kırılan camını uğursuzluk bildik. saçlarımız kimisinden süzülen ışık çubuklarında kayboldu. bütün çirkinliği ve çoğu zaman güzelliğiyle ve ayağımızın altına yapışan kumlarıyla evimizdi işte. hayatımızı bir türlü terk edemedik.

*

bu kez fazlasıyla durgun ve bir o kadar da bağlılık kokan bir odadan çıkıyorum. koridor boyunca ilerliyorum. ellerimi duvarda gezdirdikçe bildiğim yüzlere dokunuyor elim, hep orada olacak yüzlere. o odanın dışında yeni bir pencere açıyorum bakmak için. sonbaharın kokusunu yeni bir rüzgarla, yeni bir odada karşılıyorum.

perdeyi biraz aralarsan yağmurun kokusunu bile alabilirsin.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder