18.3.12

welcome, spring!


perşembe aniden bastıran karın ardından bahar geldi bak. kabanlar gitti, ceketler geldi yerine. öğle yemeklerinin yerini go mongo'nun mango suflesi aldı, yanında bir top dondurmasıyla. bulutlar köpük köpük, gök mavi. bu rengi görmeyeli kaç ay oldu?

cumartesi sabah moda'ya gidildi. bast'ın serpme kahvaltısının ve rokalı omletinin üstüne kemal'in sade türk kahvesi içildi. sırta vuran güneşle hırkalar çıkartıldı, tişörtle yakıldı sigaralar. deniz kokusu doldu ciğerlere. iki kişilik nefes alındı.

pazar beynin kültürel yanı doyurulmak üzere istanbul modern'in yolu tutuldu. van gogh alive'la geçen bir saatin ardından ver elini emirgan. fincan kahve'de şöyle okkalı bir brunchla kendine gelen bünye sahil yolu boyunca rüzgara karşı yürüdü, istanbul'a selam durdu.

*

belki erken. yine de çift haneli hava durumu raporları, tepedeki güneş, denizin kokusu; neşen yerinde uyanıyorsun, bir kolun diğerinden başın hepsinden ağır değil. ağırlıklarını atmışsın gibi üstünden. ayaklarını sürümeden yürüyorsun. içinden haykırmak geliyor. "bahar geldi," demek için can atıyorsun.

ha gayret!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder