8.5.11

anne'm.

ben yaramaz bir çocuk olmamışım, öyle diyorlar. en çok da annem "beni hiç üzmedi küçüklüğünde," diye başladığı cümlesini "yemek saati, uyku saati hep belliydi, hiç yormadı,"yla kapatıyor bıkıp usanmadan. tabi ben o yaşlarımı hatırlamıyorum. ben annemi üzdüğüm zamanları hatırlıyorum. büyüdüğümde, "kazık kadar kız" olduğumda anneme nasıl da karşı geldiğimi, onunla konuşmadığımı, konuştuğum zamanlarda sesimin dozunu nasıl ayarlayamadığımı, söylediği her şeyin ama her şeyin tam tersini yaptığımı. o ne anlardı ki halimden, ne bilirdi ne yaşadığımı, laf'tı. evet, belki bilmezdi gerçekten ne yaşadığımı ama hep dediği çıkardı. bir insanın hep dediği çıkar mı? onun çıkardı. ben anlatırken utanırdım sular durulduğunda. o sarılırdı. o bana hep sarıldı. hiç dönmedi sırtını. hep vardı. hep oldu. "dizinin dibindeyken" de bilirdi, 800 km. mesafedeyken de anlardı neler olduğunu. ellerini tutup gözlerine bakarak içini gördüğü kızını anlamak için artık sadece telefonda sesini duyması yeter oldu. "anne olunca anlarsın" aşamasına gelmeme gerek kalmadı, ben de ona hak verir oldum sonraları. işte o zaman arkadaşım da oldu.

bu denli futbol tutkunu olmamda -abimle birlikte- payı olan da oydu, bu kadar iyi yemek yapmamda da. 2010 dünya kupası'nda almanya-sırbistan maçını izlerken "bu hakem çok kart getirmiş yanında," deyip dediğine gülen de oydu, tiksinerek içtiğim ne idiği belirsiz "hastane çorbası"nın bir kaşık tadına bakan da. -hala ve hala- söylediğinde burun kıvırdığım şeylerin başıma geldiğini çıtlattığımda bana ne yapmam gerektiği konusunda destek olan da oydu, "büyüdün artık, bundan sonra ne yapacağını da bilirsin," diyerek moral veren de.

fiziksel olarak baba tarafına benzerim. abimle olan fotoğraflarımız, yanyana gelmemiz bile yeter bunu ispatlamaya. huy olarak da çok farklı sayılmayız. ama yine de, her geçen sene anneme ne kadar benzemeye başladığımı gördükçe şaşırmadan edemiyorum. "gittikçe anneme benzedim," mırıldanmaları eşliğinde kitaplarımı yayınevlerine, yazarlarına, içeriklerine göre tekrar düzenlerken, mutfakta tahta kullanmayıp malzemeleri elimde keserken duruyorum, susuyorum ve gülümsüyorum. evet. ben, çok değil, yaklaşık 5 senedir annemi hatırlardığımda gülümsüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder