20.8.11

duygu tuhaf şey. sen ne kadar saklamaya çalışırsan çalış, ne kadar içine kapanık olduğunu iddia edersen et. bir şekilde tutamazsın onu olduğu yerde. o ne yapar eder dışına taşmanın yolunu bilir ve bulur. aklın mücadele alanının dışında kalır. ne kadar mantıklı hareket ettiğini iddia edersen et. duygu bu, durduramazsın. belki o an, belki haftalar ya da aylar sonra. bir an, bir şekilde zaptedemezsin artık kendini. gözlerin, dudakların, ellerin. kelimelerin. hepsi teker teker ve birden çıkacak bir yer bulur kendine. için dışına yansır o zaman. karşına bir ayna koyar ve "bak," der, "sen-şu-an-tam-olarak-busun." içinde biriken ne varsa alır karşına yüzleşirsin işte o zaman. kendinle.

kederden yataklara düştüğün, üzüntüden mide ağrılarıyla uyandığın sabahları düşün. aynanın karşısına geçtiğin zaman kendini tanıyabilir misin? mosmor gözler, çökmüş avurtlar, belki yeni sivilceler. önünden geçip gidecek olsan bile göz ucuyla takıldığın o silüet, içinde kopan fırtınaların ta kendisidir aslında. istersen ne olduğuna dair ağzını açma hiç, yüzüne bakan anlar ne halde olduğunu. nedenini bilmez belki ama anlar, içinde ne fırtınaların koptuğunu. kelimelerine de yansır bu. hani yüzün gülmez ya zaten, konuşamazsın bile belki. ağzını açarsan bir iki kelam için. duyulan sadece derin bir sessizlik olur içindeki boşluktan gelen.

mutluysan da taşar için dışından. mutlu olmak için somut gerekçelerin varsa mesela. çok da fena gitmeyen hayatının tam ortasına, pat diye kucağına düşüveren bi' mutluluktan bahsediyorum. yakartop oynarken adın söylendiğinde kucağında bulduğun top gibi. o an ne yapacağını bilemeden geçirdiğin birkaç saniyelik andaki bir şaşkınlık gibi. o şaşkınlığın yarattığı sersemleme halinden bahsediyorum. ellerinin ortasına bırakılmış bir kalp gibi. öylece bakakalırsın ya, ne yapacağını düşünürsün onunla. ellerin öyle yorgun ama bir o kadar da özlem doludur ki öylece gülüverirsin. içinden kocaman bir gülümseme yayılır, suratın kızarır. açlıktan ölsen de yemek yiyemeyecek kadar sıkışır miden mesela. kelimelerine de yansır bu. şaşkınlığın getirdiği tedirginlikle ne diyeceğini bilememe hali. sonra zihninden geçen her şeyi arka arkaya anlatma isteği. sorularına cevap bulmak için. içindeki heyecanın yankılanan sesi.

işte ben bugün o aynaya, kendi aynasına bakan kadını gördüm. tam karşımda, bizimle konuşurken aslında içindeki sorulara cevap arayan, içindeki şaşkın heyecanı elleriyle saklamaya çalışan. demek ki olabiliyormuş, demek ki aradan seneler geçse de hissedilebiliyormuş. ben bugün duygularıyla barışmaya çalışan kadını gördüm. hayat olduğu sürece, ne kadar saklansak da, aynalardan kaçamayız ya, ben bugün bunu gördüm. içi dışına gülümseyerek taşan kadın sayesinde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder