22.11.11

the tooth fairy.

mitler. gerçeküstü ve bir o kadar da gelenekseller. gerçek dünyaya adapte olma aşamasındaki geçişi yumuşatacak kadar da naif ve zararsızlar. çünkü çocukların kaybettiklerini yerine koyarken daha gizemli hikayelere ihtiyacı var. peki ya yetişkinler için durum böyle mi? biz kaybettiğimiz bir yılı hediyelerle telafi etmeye çalışırken noel baba'nın yazdığımız mektuplara cevap verdiğini düşünerek mi seviniyoruz? ya da iltihaplandığı için dişçiye gittiğimizde, zamanında düşen süt dişinin karşılığının yastığın altında olduğu fikrine inanmamamızın cezasını çektiğimizi mi düşünüyoruz? gerçeklere bu denli sıkı sıkıya bağlı olmak şart mı yoksa senede bir kez paskalya yumurtası boyamak ruhumuzu sakinleştirecek etkiye sahip mi?

aslında işte olmam gereken bir günü 1000 mg'lık antibiyotik ve 550 mg'lık ağrı kesici etkisi altında, ziyadesiyle şiş ve zonklayan çenemin biraz olsun iyileşmesini umarak yatakta geçirdim. ve düşündüm; fiziksel görüntüsünde bile henüz ortak bir kanıya varılamamış bu fantastik karakter nasıl olur da etkisini hala sürdürecek kadar geleneksel bir niteliğe sahip olur? kah bir peri kah bir fare olarak vücut bulan bir diş perisine inanmayacak kadar gerçekçi bir çocukluk geçirmenin ileride hayal gücü üzerindeki etkisi ne olur? ve yataklara düşürecek kadar şiddetli bir diş ağrısı çekiyor olma gerçeğinin sorgulattığı şey neden gerçek üstüne karşı meydana gelen deformasyon olur?

insanın içindeki çocuğun kendisiyle birlikte büyütmesi durumu bu heralde. hatta içindeki çocuğun kendisinden çok önce büyümesi. doğruyla yanlışı ayırt etmekten öte, gerçeklikle yapılan şu bozulması imkansız anlaşma. bu durumda küçükken yaşıtlarınla evcilik oynamak yerine bir koltukta kitap okuyarak geçiriyorsun zamanını örneğin. jack'le fasulye sırığına tırmanmaktansa mavi saçlı kız'ın dramına ortak oluyorsun. bugünse, 25 yaşını bitirirken, etrafına baktığında gördüğün şey diş perisi değil yutmakta zorlandığın ilaçlar oluyor. ve sen buna büyümek diyorsun. onlarsa içindeki çocuğun senden önce öldüğünü iddia ediyorlar. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder